Yaptığı anlaşma gereği 90 gün içinde yasal yollarla 1 milyon sterlin (yaklaşık 56 milyon TL) kazanmak zorunda olan Butler’a kanal hiçbir finansal destek sağlamadı ve kendisi de yasa ihlallerinden uzak durdu.
Butler, süreci şöyle anlatıyor:
“İlk başta kulağa komik ve eğlenceli geldi. Ama sonra Channel 4, ‘Bunu yapabilirsin’ dedi. Sözleşmede geleceğimin, kariyerimin buna bağlı olduğu yazıyordu. Tam anlamıyla bir delilikti.”
SAHTE RESTORANDAN MİLYONLUK BELGESELE
Butler, daha önce de provokatif işleriyle tanınıyordu:
- 2017’de Londra’daki bahçesinde sahte bir restoran açıp, TripAdvisor’da “şehirdeki en iyi mekan” yapmıştı. Butler’ın bu girişimi, tüm dünyada büyük ses getirmişti.
- Paris Moda Haftası’na sahte tasarımcı olarak katılmıştı.
- Amazon depolarına gizlice girip çalışma koşullarını belgeleyerek gündeme getirmişti.
Yeni projesi “How I Made a Million in 90 Days” (90 Günde Nasıl Milyoner Oldum) için ise sahtecilik yapmadan gerçek para kazanması gerekiyordu.
MARKASINI KURARAK BAŞLADI
Butler, “Supreme” ve “MSCHF” gibi markalardan esinlenerek “Drops” adında bir girişim kurdu.
Bu girişimdeki amacı; absürt fikirlerle viral olmak ve ürün satmaktı.
Bu uğurda ilk hamlesi de İngiltere’nin “ilk etik terzihanesini” kurmaktı:
Bir grup ilkokul öğrencisine futbol forması tasarlattı.
Yasal boşluktan yararlanmıştı; çocuk işçi çalıştırmak yasa dışıydı ama kamera önünde performans sayılınca serbestti. Formalarda “Jesus says smoke” (“İsa ‘sigara iç’ diyor”) gibi ironik sloganlar yer aldı.
Tepki büyüktü; TikTok’ta gündem oldu, GQ dergisi bile haberini yaptı.
Ama satışlar hayal kırıklığıydı: Sadece 10 bin sterlin kâr.
KAZI KAZAN KARTLARI ALDI
Zamanı daralırken Butler, çaresizce 200 kazı-kazan kartı aldı ancak işe yaramadı… Sonra bahçeden bulduğu bir dal parçasını 500 sterline sanat eseri diye sattı ancak tabii ki yine de 1 milyon hedefinin son derece uzağındaydı.
UMUDU NEW YORK’TA ARADI
Butler, milyoner yatırımcıların şehri New York’a gitti. Venmo’nun kurucularındna Iqram Magdon-Ismail’le tanıştı. Birlikte “Mars’ta gayrimenkul”, “meme coin” ve “viral çılgınlıklar” üzerine fikirler geliştirseler de bu iş birliği çabası da sonuçsuz kaldı.
KRİPTO FIRSATI AYAĞINA GELDİ
Daha sonra UNFK adlı bir kripto şirketi, Butlar’a birlikte çalışmayı teklif etti. Şirket, “meme coin” çıkarıp Butler’ın şöhretiyle viral olmayı planlıyordu. Bu sayede Butler kağıt üzerinde milyonlar kazanabilirdi.
Ama geçmişinden gelen bir travma onu durdurdu. Anne ve babasıyıllar önce “saadet zinciri” şeklindeki bir dolandırıcılığa kurban gitmişti. Butler, şöyle anlattı:
“Babam paranın ancak insanları kandırarak kazanılabileceğini fark edince vazgeçmişti. Ben de aynı yola girmek istemedim.” Ve kripto projesini de reddetti.
BİR KALEM HAREKETİYLE MİLYONER OLDU
Süre dolarken Butler en çarpıcı fikrini buldu:
“Gelecekteki kazancının yüzde 10’unu 1 milyon sterline satmak.”
Teklif, Delta Blockchain’in kurucusu Kavita Gupta’dan geldi. Gupta, sözleşmeyi imzaladı ve Butler, bir kalem hareketiyle milyonere dönüştü.
Ama hissettiği şey beklendiği gibi değildi:
“Mutlu değil, tükenmiş hissediyordum. Deniz kenarına gittim ve sadece sessizlik istedim. İçimden ‘Ben ne yaptım?’ diye geçirdim.”
Butler, para hesabına geçmeden önce bile kararını vermişti:
Bu parayı istemiyordu. Çünkü artık hayatının bir kısmı başkalarına aitti.
“PARAYI DÜŞÜNMEMEK DAHA DEĞERLİ”
Bugün Londra ve New York arasında yaşayan Butler, o deneyimin kendisine çok şey öğrettiğini söylüyor:
“Parayı düşünmeden yaşayabilmek, sahip olabileceğin en büyük özgürlükmüş. Ama New York ve Londra pahalı şehirler… Birikimlerim tükeniyor.”
Yine de kripto anlaşmasından uzak durduğu için pişman değil:
“Üç yıl önce daha çok param vardı ama kendimle barış içindeydim. O kararı verdiğim için hala kendimi iyi hissediyorum.”